22 Nisan 2012 Pazar

Oh ne alâ

Aman Allahım ne kadar yumuşak, ben böyle bir şeyi hiç görmemiş ve ne olduğunu altındaki kemik işaretini görmesem, bilmiyorum ama yüzyıl geçse tahmin edemezdim...! Ya bu şatafatlı koltuk heyvanat foluymuş, yani hayvanlar için tasarlanmış bir kanepe koltuk  ve benzeri. Allah...! Allah...! ben bir insan olduğum halde totom böyle yumuşak görmedi bune incelik! demek insanlar hayvanları bu kadar seviyor, iyide Rabbimiz zulum mü etti?!  onları dışarda yaşıyacak şekilde yaratmakla, onlar zaten yaşamayı Rableri tarafından öğrenmişler. Zaten üşümezler, yumuşak bir yere de ihtiyaç duymazlar ama sanırım bitkilerin insanlar tarafından yolu şaşırtılamaları gibi hayvanlarada yolu şaşırtıyorlar. Yani yedir yatır, yedir yatır ve sonunda gines rekorlarına girecek en az yattığı yer kadar yumuşak  ve tombul hayvanlar,evdeki kokusuda cabası ııııı...
             Kokuşmamış evler ve fikirler dileğiyle.
YAKUT

20 Nisan 2012 Cuma

Müslümanın evi nasıl olmalı?

Standartları yıkmaya ne dersiniz?  Bence çok iyi fikir. Yıllardır nedenini çok merak ettiğim ev standartlarını düşünmekten yoruldum, sonra da şu kanıya vardım nasıl ki toplum her yönüyle batılılaştırılıyor ve Allah'tan uzaklaştırılıyor işte evlerimiz de, geleneklerimiz de yavaş yavaş ama emin adımlarla bizilerden koparılıyor. nasıl mı? bütün standart evlerde hol yada koridor, büyük odalar, bir misafir odası, tek çocuk odası  sanki sadece kız yada oğlan doğuracaksın geniş ve öylesine geniş mutfaklar, ki bunlar genişleyen midelerimizin habercisi ve koskocaman devasa banyolar, ki bir banyo bana göre yıkanmak için girilmesi ve fazla durulmadan çıkılması gereken bir yerdir geniş lavabolar, ki sadece el yıkamak için olması düşünülürse bazı lavabolar küvet gibi kullanılır... ve balkonlar havadar rahat ve belkide gıril yerleri olan keyif mekanları... Eeee nerede bu evin yaşlı anne baba için ayrılmış odası kız ve erkek evlatlar için ayrı yapılmış odası ve belkide kütüphanesi ile birlikte tasarlanmış mescit odası ve misafirler için ayrılmış ama kadın ama erkek için ayrı odaları  nerede hani, dikkat ettiniz mi bilmem saydığımız odaların toplam sayısı, haa! bir de unutmadan kendi yatak odanız yani toplamda yedi orta boy ama islam ahlakına uygun ama misafiri ağırlayacak ama anneyi babayı huzur evlerine yada sokağa atmayacak yada ayrı ev tutup bibaşına bırakmıyacak belki biraz kalabalık ama bereketli ama dini bütünleşmeyi sağlayan evler yani neden evde mutfak diye bir bölüm ayrılmış , o işe yaramaz geniş holler, antreler, koridorlar geniş banyolar yerine neden bizim ihtiyacımız olan güzellikte evler üretilmiyor yazıkki toplumlar sadece israf ve isyanda yarış yapıyor hayırda ise kılını kıpırdatan yok işte bu yüzden bu dayatma standart denilen saçmalıkları yok etmek zorundayız onlar bizi yok etmeden...
           Hayırlı cumalar zaten geriye kala kala bir cumamız kaldı...!
                   YAKUT

12 Nisan 2012 Perşembe

Sesli Düşündüm


Düşünüyorum da hep diyoruz şunu şöyle yapalım yoksa dünya mahvoluyor, yok organik yaşayalım, yok çevreyi kirletmeyelim... Aslında bunlar çok doğru ama, dünya yoluna girmiş zaten değiştirmek mümkün mü? Yani kıyamete böyle adım adım yaklaşıyoruz, kıyamet kopacağında da zaten heryer perişan olmayacak mı? oof...! of. Zaten Peygamberimiz de son Peygamber, bundan kurtuluş yokki, bilmiyorum üzülmenin de faydası yok ozaman, gemisini kurtaran kaptanmı olsak, ya bir dağ başında her şeyden bağımsız ama çok zor şartlarda yaşasak, yada sonuna kadar bilinmeyen bir yolda çarpışsak çarpışsak ve nihayetinde zaten O'nun yolunda olduktan sonra O bizi istediğimiz yere mi ulaştırsa, bilmiyorum bu dünya nereye gidiyor? dersem tabiiki sona...!!! Ooof, of.
YAKUT

11 Nisan 2012 Çarşamba

Kızılay değil "HACAMAT"...!

İşte bir damla kan ve ardından gelen rahatlık. Hacamattan bahsediyoruz tabiki de. Bugün sizlere hacamat hakkında bilgi vermek istedim, yanlız her yerde gördüğünüz bilindik bilgilerden değil bunlar, sıcağı sıcağına yaşanmış ve merak edilen şeyler. Hacamat bir çoğumuzun bildiği kupa ve benzeri şeylerle sünnet olan kan alma yöntemi bir tedavi, öncesinde şunlar olur bunlar olur, iyide kimse yazmamış bu gogıl efendiye sonrasında neler yaşanır...
İlk başta şunu söyleyeyim hacamat büyü çilesi çekenleri yaparken zorluyor, bilindik kasılmalar ve böğürmelere hazır olun hacamatta abdestli olup konuşmamak ve Kur'an okumak gerekirken, sizde acayip bir şekilde şarkı söyleme isteği doğuyor aman Allahım! ne sapıklık kendinizi tutuyorsunuz ve Kur'an'a başlıyorsunuz ve ardın onlarda başlıyor sizi sıkmaya, neyse canım bunlara alıştık artık. Sonrasında Kur'anı hiç bırakmayın ağzınız döndükçe devam edin ardından ağlamaya başlıyorsunuz bunlar büyü etkisi altında olan insanlar için geçerli diğer insanlarda olmuyor. Hacamat yapılacağında aç karnına ve banyo yapmış geliyorsunuz acısı az çizenler için hiç hissetmiyorsun benimki gibi bir kupa altına 137 yi aşkın olursa az bişey ama çok az bişey hissediyorsunuz. Amaaan önemli değil canııım... hayatta neler neler var buda ne ki hiç kafanıza takmayın hiç mi bisikletten düşmediniz, öğretmeniniz sizi hiç mi dövmedi yada hiç mi böcek sokmadı, neyse uzatmayalım sonrasında işlem bitiyor ve çok dinç, dinamik oluyorsunuz ta ki evet ta ki eve dönene kadar sonra başlıyor fasulyenin nimetleri, önce sırtınızdan bir üşüme, ve sizi bir uyku sarıyor, ki gözünüzden ben deyim bal siz deyin reçel damlıyor, işte tamda bu esnada uyumak ne gezer 4 veya 5 saat uyumamak zorundasınız, gözünüz açık duracak ve spor yapmadan kendinizi yormadan durun bakalım nasıl duracaksınız ilk iki saat boyunca birşeyler yemeyin ve saatiniz dolduktan sonra uyuyun amma nasıda datluuu... Aynı bir bebek gibi... Biraz dinlenin sonrasında ilk iki gün baya yorgunsunuz ve uykunuz çok oluyor sanki dermanınız kesilmiş, büyü etkisi altındakilerde sıtma tutuyor ve 2 yada 3 gün içten bir ateş sarıyor sizi ama çok farklı sonraki günler başlıyor sırtınızdaki çizikler kaşınmaya derler ya gidişiyor iyleşme başladı çokta fazla kaşımayın yara etmeyin. Üç günden sonra banyo yapabilir normale dönebilirsiniz (amma büyü etkisinde olanlar için yani bilmiyorum bende böyle oldu sizlerdede olabilir diye anlatıyorum etki 10 güne yakın sürüyor, ikinci sene yaptırdığınızda ise baştan beri anlattıklarım azalıyor neredeyse yarı yarıya) sonrasında sırtınızda sanki bir incelme farkediyorsunuz yani önceden sırtınız sanki çok kalınmışta yük varmış sonradan incelmiş o yük kalkmış... güzel ve hiç tahmin etmediğim bir şey garip doğrusu bir başka gariplikte gerçekten eskiden çok sinirli iseniz sonrasında siniriniz çok azlıyor sakin bir insan oluyorsunuz işte bunlar benim yaşadığım ve gördüğüm hikmetler yaptırın bakalım sizlerde neler olacak sağlıkla kalmanız temennisi ile.
YAKUT

9 Nisan 2012 Pazartesi

Farklı diller

Zarif ve şık... İşte Cenneti dünyaya taşımak, her köşede bir güzellik bir cazibe ve bağlayıcılık "Bugün canlı çiçek tercih ettim, yarın da cansızını koymayı düşünüyorum"... "Eeee canım Allah verdiği malı kulun üstünde görmek ister"?!... Allah Allah! ben burada bir yanlışlık var zannediyorum, ya siz? Yani yıllardır duyduğum bir cümlenin başka bir şekilde yorumlandığını duyunca eşekten düşmüş karpuza döndüm, doğrusu hiç düşünmemiştim.
Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış. Ben bu cümleyi yıllardır aynen okunduğu gibi anlardım, meğer biraz at gözlüğünden kurtulmak gerekiyormuş. Bir yorumda bu cümle için şöyle diyordu. Yani hiç ölmeyecekmişsin gibi dünya işlerini uzatabilir önemsemeyebilirsin ama ahiret işlerini yarın ölecek gibi aksatmadan yapacaksın. Oysa bize öğretilen dünya için hayvan gibi çalışacaksın dı. Şimdi düşünüyorumda birileri hep yönlendiriyor birileride hiç sorgulamadan uymaya uyumaya devam ediyor peki ya neden? Demek Allah cc verdiği rızkı üzerimizde görmek ister... Acaba Peygamberimin yada ebubekirin rızkımı yoktu!?...İşte tamda bu konu üzerinde yoğunlaşmaktayım inşallah gerçeği anlayabilirim. Sevgi muhabbetle.
YAKUT

5 Nisan 2012 Perşembe

Sizinkinde ne var?

Hayırlı sabahlar efenim. İşte lezzetli bir sucuk ama onun lezzeti aslında içindeki kimbilir nelerden geliyor kiminin kulağı, kiminin toynağı, kiminin kıkırdağı, kimininkileri uzatmak okadar kolay ki...! Ya bu teknoloji ne ballı bişey atıyosun makineye kemikleri sana un oluyor atıyorsun heyevanatı sana taptaze sicuk oluyo Allah Allah şaşılacak şey? Eeee burda yanlış olan ne...???!
Eskiden halktan duyduğum kadar bir sucuğun canlı cinsinden içindekiler DANA eti biraz işkembe, biraz akciğer başka uçan kaçan yok. Cansız kısmıda belli baharatlar sonrasında temiz yıkanmış bağırsak, dikkatinizi çektimi bilmem" E" bilmem kaçlardan hiç yok, dışında vakumlu naylonuda yok, üzerinde yüzde yüz dana etidir diye de yazmıyor...
Özlemini duyduğumuz temiz hayatı tekrar yaşayabilmek ümidiyle.
YAKUT

2 Nisan 2012 Pazartesi

Hastalık mı? Şifa mı? 2


İşte ilaçların ikinci yüzü.
Doğadan elde edilen (ama öyle kapsüldü şişeydi ilaç görünümündeki saçmalıklardan bahsetmiyorum) ilaçların tekrar doğaya dönüşmesi okadar kolay ki hayvanlar yer, rüzgar savurur çerçöp olur, toprağa karışır humus olur, sonuç olarak ne yer rahatsız ne gök, bir de kimyevi ilaçlara bakalım. Zaten kendisi zehir, kullanma vakti geçenlerin imhası büyük bir kirlilik, üretim aşaması büyük bir kirlilik, kutusuyudu şusuydu busuydu toprakta yıllarca kaybolmayacak türden ve en acısı, okadar ilaç üretince vakti geçmeden bitirmek lazım... Artık birde insan ruhu açısından kirlenen insanlar yani toptan rezalet, ne yere ne göğe faydası yok...
Ama dedik ya insanlardaki toplum olma çılgınlığı okadar üst seviyede ki biri ossurursa diğeri geri kalmıyo sen ossurursunda ben geri kalırmıyım ve ardından zincirleme gaz faciası...
Allah için ne olur biraz düşünelim ve birbirimizi iyi işlerde örnek alalım.
YAKUT

1 Nisan 2012 Pazar

Hastalık mı? Şifa mı?

Uzun bir aradan sonra tekrar buradayım. Yıllardır düşündüğüm, ve yaşadığım hayatla da ne kadar gerçek olduğunu anladığım bir konu.
İlaçlar...!!!???
Yıllardır üretilen renk renk çeşit çeşit ilaç adı altında safi zehirler... Peki ama insanlar neden bunca zahmete rağmen bir türlü iyleşemiyor? Doğrusu düşünmek lazım! Dünyadaki haksız kazançlara bakılacak olursa, bunun da arkasında mutlak yahudi toplumu vardır...
Önce hastalık üretilir, sonra ilaç, sonrada devletler buna yönlendirilir, gâh zorla, gâh mecburiyetle! Ve sonuçta kazanılan dağlar kadar, dünyalar kadar para...! Bizler neden kafirleri alt edemiyoruz sizce? Hııı nedersiniz onlar bizden çokmu çalışıyorlar? Yoksa bizler uyuyan aptallarmıyız???
Birimiz hastalanınca ilk yaptığı şey doktora koşmak ve nekadar ilaç verilirse sanki okadar durumumuz önemliymiş gibi kendimize acıyıp, ilaçları Kur'an sünnet gibi uygulamak... Oysaki durum hiçte böyle değil birçok şirketle gizliden gizliye yapılan anlaşmalarla hayatlarımız kaydırılıyor...! Yaradan Rabbimiz bir insanın ihtiyacı olan herşeyi yerden bitirmişken, neden biraz düşünmüyoruz ...??? Geçmişten gelen tıp bilgileri halen uygulanıyor ve halen çok güzel sonuçlar elde ediliyor . Yani düşünün insanlar için yerden misvak yani diş fırçası çıkarıyor Mevla, et mi istedin? Manatar yetişiyor, yatakmı istedin al sana pamuk, ilaçmı istedin al sana sarımsak,yani kıllarınızı dökecek otu bile yaratmış, daha ne istersin be insan yani buradan saymaya kalksan kesinlikle bitmez ama doğruya şimdi kim uğraşacak sarımsağı soymaya kokusuyla birkaç gün yaşamaya yada kim uğraşır misvakla keseceksin ellerin incinir, suya koyacaksın bekleyeceksin ıyyy birde kokusu hemde dişleri beyazlatmıyor bile oysa ki kimyasalların kolay ve kokusuz olduğu düşünülürse... Sadece parayı verip yutacaksın gerisi? Onu düşünme canııım. Dişlerinizdeki ışıltı ta uzaydan bile görünecek zaten herkez sizin dişlerinizin derdine düştü ya... Hey haaat cahil insanlar, olan size oluyorda farkında değilsiniz...
Ne diyim bilmem ki. Ben bu konular hakkında çok doluyum konuşmaya kalksam on saat bitmez ne çareki anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az.
Tefekkür etmemiz umuduyla
YAKUT