Bütün canlılar insanların yararı için yaratılmış. Kimi büyük kimi küçük kimi vahşi kimi uysal ama hepsi sınırlarını aşmadan boyun eymiş olarak yaşıyor. Hiç bir köpeğin maymuna kur yaptığını yada bir ağacın dallarından meyve yerine buğday başakları çıktığını , veya bir hayvanın katıla katıla güldüğünü gördünüz mü? İnsan hariç her canlı kendine verilen sınırları aşmadan hayatını sürdürürken ya insan neden bütün sınırları zorluyor...? Kadın kadına, erkek erkeğe, kendi eşi dururken başkasının eşine, kendi malı duruken başkasının malına, helal dururken neden harama uzanıyor ve neden azgınlık yapıyor bu insanlar...? Bunca nimet karşısında neden onlarda hayvanlar yada diğer canlılar gibi boyun eyemiyor...? Acaba kendine tanınan ayrıcalıklar yüzünden fazlamı şımarıyor ve kendini erişilmezmi sanıyor yoksa halen etrafında dönen dünyanın farkında değilmi...? Yağan yağmuru , karı baharı, yazı gelip geçen hayatı hiç mi dşünüp sorgulamıyor? Peki de bu vurdum duymazlığık sonu nereye kadar? Nice nesiller geldi geçti hepside her alanda çok ileriydi halen piramitlerin sırrını çözmeye çalışıyorsa insanlar, demek ki geçmişteki insanlarda bizler gibi ve belkide daha ilerlemişlerdi ama kendilerini müstağni saymaları onların sonunu getirdi. Bizler insan olduğumuzun farkına varalım ve sınırlarımızı aşmayalım çünkü bütün canlılar bizim emrimize verilse de bunların hepsi bizim nasıl davranacağımız hakkında bir imtihan ya kazanırsın yada kaybedersin.! İşin kötüsü kaybettiğin imtihanın telafisi yok ne sözlü olup kurtarablirsin nede kurulun onayıyla ( torpille) geçebilirsin sadece sen ve senin yaptıkların. Kendi hesabını almaya kendin yetersin...
YAKUT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder