Dışarıda kar diz boyu, rüzgarın uğultusu kulaklarınızı tırmalıyor eve geliyorsunuz, mutlu ve neşeli bir sıcaklık, eşiniz çocuklarınız kapıyı açıyor, hepsinde sizi görmenin mutluluğu, gözler ışıl ışıl size bakıyor. Sımsıcacık bir ev, tencerede kaynayan yemeğin kokusu etrafı sarmış elinizi yüzünüzü yıkayın oturun sofranıza, sonra bir keyif kahvesi... Diye devam eden bir gün. Yatağınız halen sıcak değilmi sarılmışsınız yorgana kimseye kaptırmamacasına zıbarıyorsunuz...! Ya peki dağ başında evsiz barksız yahudi zulmü altında inleyen onca insan...! Hadi siz kocaman adamsınız, ya o bebeler ne yapsın sarılacak bir yorganı bırak bir çoğunun annesi veya babası bile yok bunlarda yetmemiş yahudi zalimlere, evlerini yıkmışlar onlarsa buz gibi ayazda soğukla kardeş olmuş...! Dışarıda elleri üşüse de ayakları donsa da ...! Bu zulüm nereye kadar.! Ve siz ey mutlu sıcak yataklarında zıbaran insanlar bunları bildiğiniz halde yatağınız halen sıcak mı...! ???
YAKUT
YAKUT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder