Ve işte yine kış, Allah'ın en büyük nimeti, tertemiz bembeyaz bir dünya, evet bir de bu taraftan bakarsak kar, dünyayı ne güzelde temizliyor, öyle temiz öyle güzel bi örtü ki sanki hiç birşey bu koskoca dünyayı yıllardır kirletmemiş... Ah keşke öyle olsaydı, bir kar yağsa ve her şey tertemiz olsa... Nerede o günler, dünyada o kadar da kirli düşünceler, o kadar da kirli oyunlar oynanıyor ki... Düşünmek bile insanı acıtıyor ama elden ne gelir, bir fert olarak yapacaklarımız çok kısıtlı.Dünya aslında hep eski dünya, değişen bir şey yok,insanlar değiştirmediği müddetce!..İnsanlar ise gün geçtikce, dahada gaddar, dahada nefsine tapar oluyor, teknolojik rahatlıklarla sanki ulaşılamaz oluyor ve bazen kendi arzularına, bezen hayata tapar oluyor Yüce Yaradanı unutup....Unutmak.. Acaba unutmakla kurtulabiliyormuyuz sorumluluklarımızdan? veya azgınlıklarımızla ulaşabiliyormuyuz iç huzuruna? yoksa günlük anlık mutluluklar yakaladığımızı zannedip, aslında yok mu oluyoruz kendi hiçliğimizde, hiçlik diyorum çünkü insan bu yeryüzünde aslında bir hiç, bir zerre,yaptıkları veya yapacakları ne kadar da çok, olsa yinede son durak kara toprak ve huzurunda toplanılacak Ulu bir Hükümdar! yani hesap, bu dünyada kimse tek başına değil aslında... Ey insan, senin teknolojin nedir ki? Yüce Allah'ın ilmi, saltanatı yanında... Aslında çokta zor değil bunu anlamak, ama nefisler arzular bunu engeller ve insan yenilir kendine ,sonrası da malum kirlenmiş bir dünya... Yanlızca karın üstünü örtebildiği ve bu sayede temiz görebildiğimiz, görmek hayaliyle yaşadığımız, yaşlandığımız dünya...
YAKUT
YAKUT
YAKUT..
yazılarınız çok gsl beğenerek okuyorum
YanıtlaSil