Bu gördüğünüz elişi ince dikiş iğnesi ve iki kat iplikle yapılan iğne oyası bir oda takımı . Türk hanımlarının en çok değer verdiği bir türlü vaz geçemedikleri çeyizler gün geçtikçe çeşidini arttırıyor. Önceden belli şeyler süsülenirken zamanla her yere bir şeyler yapılır olmuş. Oysaki hanımlar vakitlerinin çoğunu günlere gitmek ve gereksiz elişleriyle öldürmek yerine çocuklarını eğitseler, eksik oldukları konularda kitap okusalar yani hem kendilerini yetiştirseler hem de çocuklarını, ozaman Türk toplumu daha gelişmiş bir toplum olabilirdi. Düşünün beyaz bir havlunun kenarında renkli bir iğne oyasının ne işi var? İğne oyası mekik oyası 90 dereceyle yıkanacak şeyler değildir. Onlar çok narin, hatta ılık suyla hafifce yıkanmısı gereken şeylerken; Sen vaktin çok ya, ömrün çok uzunya ne yapacağını bilemiyorsun, "Ne yapıyım bi değişiklik olsun" Diğer hanımlar dururmu "Aaaa komşum bunu yapmış ben de bir başkasını yapayım diş fırçasının kenarına makreme öreyim...! Ah hanımlar birbirinizle birazda gerekli bir şeylerde yarışsanıza..." Ay ama çok güzel napıyım" Ah güzel kardeşim sen yaptıklarından daha güzelsin ve daha güzeline layıksın ama boşa geçen ömürden elinde kalanlar ahirete taşıyamayacağın kadar çok. Biliyorsun ki son durakta bir kefen yeterli...!
YAKUT
YAKUT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder